Boeing’in uzun süredir beklenen yeni nesil uçağı 777X, sektörde kartları yeniden dağıtmaya hazırlanıyor. İki farklı varyantla üretilecek olan 777X’in 777-8 modeli 395 yolcu, 777-9 modeli ise 426 yolcu taşıyacak. 777-8 daha uzun menzil sunarken, 777-9 kapasite avantajıyla dikkat çekiyor. İlk teslimatların 2026 yılında yapılması planlanıyor.
10 bin kilometreden fazla menzil, devrim niteliğinde verimlilik
Boeing 777X’in geliştirme süreci, Airbus’ın A350 XWB modeliyle rekabet etmek üzere 2010’lu yıllarda başladı. Tam 10 yıl boyunca çeşitli testlerden geçen uçak, 2026’da ilk kez Star Alliance üyesi Lufthansa tarafından kullanılmaya başlanacak. Şu ana kadar yolcu ve kargo versiyonlarıyla toplam 500’den fazla sipariş aldı.
Yeni model, General Electric GE9x motorlarıyla donatıldı. Bu motorlar, rakiplerine kıyasla yüzde 5 daha az yakıt tüketiyor. Boeing ayrıca bu yeni motorun gürültü seviyesini 8 desibel azaltarak çevre dostu bir profil çizdiğini vurguluyor. Yakıt verimliliği bakımından ise 777X’in, A350’ye göre yüzde 10 avantaj sağladığı belirtiliyor.
777-8 modeli 16.190 kilometrelik menziliyle dünyanın en uzun ticari uçuşlarını mümkün kılacak. 777-9’un menzili ise 13.500 kilometre olacak. Her iki varyant da 71,75 metrelik kanat açıklığına sahip. Ancak yere indiğinde, katlanabilir kanat uçları sayesinde kanat uzunluğu 64,85 metreye düşürülebiliyor. Bu özellik, uçağın mevcut havaalanı altyapılarına uyumlu şekilde çalışmasını sağlıyor.
İç tasarımda da konfor ön planda. Boeing 787’de kullanılan kabin teknolojileri bu modelde daha da geliştirilerek uygulanacak. Geniş gövde yapısı, daha fazla baş mesafesi ve kişiselleştirilebilir aydınlatma gibi özellikler yolcu deneyimini üst seviyeye taşıyacak.
Mevcut 777 serisinin yerini alacak olan 777X, Airbus A350 ve A330neo gibi modellerle rekabet edecek. Boeing ayrıca, A380 gibi çift katlı dev yolcu uçaklarının sunduğu kapasiteye daha az maliyetle ulaşmayı hedefliyor.
Uçuş ağı geniş olan havayolları için geliştirilen 777X, özellikle ultra uzun mesafeli hatlarda ciddi avantaj sunacak. Yüksek taşıma kapasitesi, menzil gücü ve yakıt tasarrufu sayesinde hem yolcu memnuniyeti hem de operasyonel kârlılık hedefleniyor.
İlk test uçuşunu 2020 yılında gerçekleştiren modelin, ticari havacılıkta yeni bir dönemi başlatması bekleniyor.