Avrupa’nın en büyük havalimanlarından biri olan Frankfurt Havalimanı, 2025’in ikinci çeyreğinde 16,7 milyon yolcuyu ağırlayarak havacılık dünyasında yeniden dikkatleri üzerine çekti. Bu rakam, sadece geçen yılın aynı dönemine göre %3,1 artış anlamına gelmekle kalmıyor, aynı zamanda pandemiden bu yana görülen en güçlü toparlanmalardan birine işaret ediyor.
Avrupa, Orta Doğu ve Asya arasında stratejik bir bağlantı noktası olan Frankfurt, Londra Heathrow, İstanbul, Singapur Changi, Viyana ve Zürih gibi büyük merkezlerle yeniden kıyasıya bir rekabet içine girdi. Jeopolitik risklerin yüksek olduğu bir dönemde gösterdiği bu performans, Almanya’nın havacılıkta tekrar öncü rol oynamaya kararlı olduğunu ortaya koydu.
Dört ay üst üste yükseliş, yolcular terminale akın etti
Mart ayından Haziran’a kadar dört ay boyunca yolcu sayısını sürekli artıran Frankfurt Havalimanı, bu süreçte 29,1 milyon yolcuya ulaştı. Bu da geçen yılın aynı dönemine göre %1,4’lük bir artış anlamına geliyor. Her ne kadar artış oranı mütevazı görünse de, Orta Doğu’da yaşanan krizlere ve küresel belirsizliklere rağmen bu başarı ciddi bir toparlanmaya işaret ediyor.
Özellikle Latin Amerika’dan gelen yolcu trafiğinde %2,8’lik artış dikkat çekiyor. Kuzey Amerika ile Frankfurt arasındaki trafik ise sabit kalırken, yaklaşık 4 milyon yolcunun bu hatları kullandığı bildirildi. Buna karşın, İsrail-İran çatışması nedeniyle Orta Doğu hattında %7,8’lik bir düşüş yaşandı.
Havalimanı yönetimi, bu gelişmeleri dikkatle izleyerek hem güvenlik önlemlerini artırdı hem de rota çeşitliliğini koruyarak esnek bir uçuş ağı geliştirdi.
Teknolojik devrim: Kuyruklar azaldı, hız arttı
Frankfurt Havalimanı sadece yolcu sayısıyla değil, aynı zamanda operasyonel verimliliğiyle de öne çıkıyor. Yeni güvenlik sistemleri, bagaj işlemleri ve dijital check-in çözümleri sayesinde yolcular terminalde daha az vakit geçiriyor. COVID öncesi seviyelere dönen dakiklik oranları, havayolu şirketleri kadar yolcular tarafından da memnuniyetle karşılanıyor.
Uzun kuyruklar, yavaş güvenlik kontrolleri gibi şikayetlerin neredeyse sıfıra indiği belirtiliyor. Özellikle yaz sezonunda bekleme sürelerinin ciddi şekilde azalması, Frankfurt’u Avrupa’daki en kullanıcı dostu havalimanlarından biri haline getiriyor. Bu da, operasyonel kalitenin rekabette ne denli belirleyici olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Havalimanının ana şirketi Fraport, sadece Almanya ile sınırlı kalmayarak Yunanistan, Türkiye, Peru, Brezilya gibi birçok ülkede de havalimanı işletiyor. Haziran ayında bu küresel ağda toplamda 19,9 milyon yolcuya hizmet verildi. Bu da Fraport’un uluslararası arenadaki gücünü pekiştiriyor.
İstanbul ve Singapur’la küresel yarış hızlanıyor
Frankfurt’un yükselişi, İstanbul Havalimanı’nın da dahil olduğu büyük merkezlerle olan rekabeti daha da kızıştırdı. 2025 yılı itibarıyla İstanbul’da da yolcu sayılarında %16-17 bandında ciddi artışlar yaşanırken, Frankfurt’un Avrupa’nın kalbinde sağladığı toparlanma, bölgesel üstünlük yarışını yeniden başlatmış durumda.
Öte yandan, Singapur Changi Havalimanı da 2024 sonunda ulaştığı 67,7 milyon yolcuyla yeni bir rekora imza atmıştı. Frankfurt’un bu havalimanlarıyla rekabet edebilmesi için teknolojiyi, hizmet kalitesini ve bağlantı ağını sürekli güncel tutması gerektiği açıkça görülüyor.
Frankfurt’un en büyük avantajlarından biri ise hâlâ sahip olduğu Avrupa içi bağlantı gücü ve çok sayıda transatlantik rotaya ev sahipliği yapması. Bu özellikleri, Almanya’nın küresel iş dünyasıyla entegrasyonunu da doğrudan destekliyor.
Frankfurt Havalimanı’nın yılın geri kalan yarısında yeni rota anlaşmaları, hükümet desteği ve teknolojik yatırımlarla bu ivmesini sürdürüp sürdüremeyeceği ise büyük merak konusu. Ancak şurası kesin ki, dünya havacılığı 2025’in ikinci yarısına Frankfurt’un liderliğiyle girmiş durumda.



