Son günlerde, Türkiye’de artan hava kirliliği ve gribal enfeksiyonlar sosyal medya platformlarında büyük bir tartışma başlattı. Özellikle, bazı vatandaşlar ve siyasiler, “Chemtrails” adı verilen ve uçaklardan havaya kimyasal maddeler püskürtüldüğü iddialarına dikkat çekerek, Türkiye’nin Açık Semalar Anlaşması’ndan çıkması gerektiğini savunuyor. Peki, bu tartışmalara zemin hazırlayan Açık Semalar Anlaşması nedir? Chemtrails ne anlama geliyor? Türkiye’nin bu anlaşmadan çıkması gündemde mi? İşte tüm merak edilen detaylar…
Açık Semalar Anlaşması (Open Skies) Nedir?
Açık Semalar Anlaşması (ASA), 1992 yılında Helsinki’de imzalanarak Doğu ve Batı blokları arasındaki güveni artırmayı ve şeffaflık ilkesini teşvik etmeyi amaçlayan önemli bir uluslararası anlaşmadır. 2001 yılında yürürlüğe giren bu anlaşma, ülkelere kendi toprakları üzerinde silahsız gözlem uçuşları yapma imkanı sunar. Bu sayede askeri ve güvenlik alanındaki şeffaflık sağlanarak, taraflar arasında güven ilişkisi güçlendirilir.
Açık Semalar Anlaşması, yıllar içinde teknolojik gelişmelerle sürekli olarak yenilenmiş ve modern gözlem tekniklerinin kullanılmasına olanak sağlamıştır. Ülkeler, belirli kurallar çerçevesinde uçuşlar yaparak birbirlerinin topraklarına ilişkin bilgi paylaşımında bulunurlar. Bu uçuşlar, her ülkenin sınırlarına ve toprak büyüklüğüne göre belirlenen mesafelerde yapılır. Ancak, gözlem uçaklarının diğer ülke topraklarına 10 km’den fazla yaklaşması yasaktır. Bu kurallara bağlı olarak gözlemler, optik, radar, infrared gibi farklı algılayıcılarla yapılabilir.
Chemtrails Nedir?
Son yıllarda sosyal medyada sıkça tartışılan konulardan biri de Chemtrailsdir. Uçakların gökyüzünde bıraktığı izlerin kimyasal maddelerle ilişkili olduğuna dair pek çok iddia ortaya atılmaktadır. Chemtrails kelimesi, İngilizce’deki “chemical” (kimyasal) ve “trail” (iz) kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir. Komplo teorisyenlerine göre, bazı uçaklar gökyüzünde iz bırakırken aslında havaya zehirli kimyasallar püskürtmektedir. Bu teorilere göre, dünyayı yöneten küresel güçler, uçaklar aracılığıyla zehirli maddeler yaymakta ve bununla birlikte nüfus kontrolü sağlamak istemektedir.
Chemtrails teorisi, uçaklardan çıkan beyaz izlerin normal uçuş buharlarından farklı olduğu savına dayanır. Bu iddialar, bazı sosyal medya kullanıcıları tarafından, uçakların havada bıraktığı izlerin fotoğraflarıyla desteklenmektedir. Hatta bazı kişiler, bu maddelerin Covid-19 virüsüyle ilişkilendirildiği ve insanların hastalanmasına neden olduğu iddialarında bulunmaktadır. Ancak, bu görüşler bilimsel olarak doğrulanmamış ve geniş bir tartışma konusu olmuştur.
Türkiye’nin Açık Semalar Anlaşması’ndan Çıkması Gerekiyor mu?
Açık Semalar Anlaşması, ülkelere birbirlerinin askeri faaliyetlerini ve güvenlik durumlarını gözlemleme imkânı sunarken, bazı kesimler bu anlaşmanın Türkiye’ye zarar verdiğini ve ulusal güvenliği riske atabileceğini savunuyor. Yeniden Refah Partisi Kocaeli Milletvekili Mehmet Aşıla, geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada Türkiye’nin Açık Semalar Anlaşması’ndan çıkması gerektiğini belirtti. Aşıla, özellikle son yıllarda yaşanan hava kirliliği ve gribal enfeksiyonların kimyasal maddelerle ilişkili olduğunu öne sürerek, Türkiye’nin bu anlaşmadan çekilmesini savundu.
Aşıla, TBMM’de yaptığı konuşmasında, “İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de, uçaklardan kimyasal maddeler püskürtülüyor. Stratosferik aerosoller sayesinde kimyasal partiküller üzerimize bırakılıyor. Artık bu durum ifşa oldu, kimse bunu saklayamaz” diyerek, Türkiye’nin Açık Semalar Anlaşması’ndan çıkması gerektiğini dile getirdi. Aşıla’nın açıklamaları, sosyal medyada geniş yankı uyandırarak, birçok kişi Türkiye’nin bu anlaşmadan çekilmesi gerektiği görüşünü savunmaya başladı.
Açık Semalar Anlaşması’ndan Çekilme Süreci
Açık Semalar Anlaşması, başlangıçta Soğuk Savaş’ın bitmesinin ardından güvenliği artırmaya yönelik bir adım olarak kabul edilmişti. Ancak bazı ülkeler, anlaşmanın kendi ulusal güvenliklerini tehlikeye atabileceğini düşünüyor. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri, 22 Mayıs 2020 tarihinde bu anlaşmadan 6 ay süreyle çekilme kararı aldı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Rusya’nın anlaşma kurallarına uymadığı takdirde ABD’nin anlaşmaya geri dönme olasılığını da ifade etti.
Rusya ise 7 Haziran 2021 tarihinde Açık Semalar Anlaşması’ndan çekilme kararını alarak bu süreci tamamladı.
Bu çekilme kararları, dünya çapında bu anlaşmanın geleceğine yönelik tartışmaları artırmıştır.
Türkiye’nin Açık Semalar Anlaşması’na Katılımı
Türkiye, 2006 yılından itibaren Açık Semalar Anlaşması’na taraf olan ülkeler arasında yer almış ve bu süreçte, Rusya, Ukrayna, Gürcistan, Bosna-Hersek gibi ülkelerle pek çok gözlem uçuşu gerçekleştirmiştir. Bu uçuşlar, hem Türkiye’nin güvenlik ve askeri şeffaflık açısından önemli veriler edinmesini sağlamış hem de diğer ülkelerle bilgi paylaşımını kolaylaştırmıştır. Türkiye, bu uçuşlarda dikkatli bir gözlemci olarak yer almış ve uçuş rotalarında, güvenlik kurallarına uyarak bu anlaşmanın getirdiği imkanlardan faydalanmıştır.
Ancak, Türkiye’nin son zamanlarda yaşadığı hava kirliliği ve kimyasal maddelerle ilgili endişeler, Açık Semalar Anlaşması’ndan çıkma tartışmalarını yeniden gündeme getirmiştir. Mehmet Aşıla ve benzeri görüşleri savunan kişiler, Türkiye’nin çıkarlarını ve ulusal güvenliğini korumak adına bu anlaşmadan çekilmesini istemektedirler.
Türkiye’nin Bu Anlaşmadan Çekilmesi Gerekli mi?
Açık Semalar Anlaşması, her ne kadar uluslararası güvenlik ve şeffaflık için önemli bir adım olarak görülse de, bazı kesimler için bu anlaşma, ülke güvenliği açısından riskler taşımaktadır. Chemtrails teorisi gibi komplo teorilerinin de etkisiyle, bazı siyasetçiler Türkiye’nin bu anlaşmadan çekilmesi gerektiğini savunmaktadır. Ancak, ulusal güvenlik ve çevre sağlığı gibi faktörler göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin bu konuda vereceği karar, hem iç hem de dış politikalar açısından önemli sonuçlar doğurabilir.