Uçak yolculuklarını güvenli hale getirmek için hava koşullarına karşı alınan önlemler kritik öneme sahiptir. Bu önlemlerden biri de buzlanmaya karşı uygulanan de-icing ve anti-icing işlemleridir. Peki, buzlanma neden bu kadar büyük bir risk oluşturur? Uçak yüzeyinde oluşan buz, aerodinamik yapıyı bozar, uçağın kalkış ve seyir performansını olumsuz etkiler. Ağırlık artar, yakıt tüketimi yükselir ve en önemlisi, kalkış sırasında kanat profili üzerinde hava akımının bozulmasına neden olarak stall riskini artırabilir.
Bu nedenle, buzlanmayı önlemek için özel sıvılar ve teknikler kullanılır. Bu işlemler “de-icing” (buz çözme) ve “anti-icing” (buzlanmayı önleme) olarak ikiye ayrılır.
De-Icing Nedir ve Nasıl Uygulanır?
De-icing, uçak yüzeylerinde oluşmuş buz, kar ve donmuş kirleticileri temizleme işlemdir. Bu işlemin temel amaçları:
- Uçağın kalkış öncesi aerodinamik olarak verimli olmasını sağlamak,
- Kanatlardaki buzlanmanın kalkış sırasında yaratabileceği riskleri ortadan kaldırmak,
- Kalkış sırasında kontrol kaybını önlemek.
Bu işlem, genellikle glikol bazlı de-icing sıvılarının yaklaşık 60°C sıcaklıkta basınçlı bir şekilde uçak yüzeylerine uygulanmasıyla gerçekleştirilir. Kullanılan sıvılar düşük viskoziteli olduğu için, yüzeyleri hızla temizler ve uçağın yüzeyinden uzaklaşır.
Anti-Icing Nedir ve Nasıl Uygulanır?
Anti-icing, de-icing sonrasında uygulanabilen ve buzlanmanın yeniden oluşmasını belirli bir süre engelleyen bir işlemdir. Anti-icing sıvıları, uçağın yüzeyinde ince bir film tabakası oluşturarak, buzlanmanın önüne geçer. Yüksek viskoziteli olan bu sıvılar, hava akımıyla birlikte kalkış sırasında uçaktan ayrılır.
Özellikle uzun süre havaalanında bekleyen uçaklar için anti-icing işlemi hayati öneme sahiptir.
Kullanılan De-Icing ve Anti-Icing Sıvıları
De-icing ve anti-icing için glikol bazlı sıvılar kullanılır. Bunlar:
- Etilen Glikol: Yüksek performanslı ancak çevreye zarar verme potansiyeli olan bir seçenektir.
- Propilen Glikol: Daha çevre dostu ve insan sağlığına daha az zararlı olduğu için tercih edilir.
Uluslararası standartlara göre dört ana de-icing ve anti-icing sıvı türü vardır:
- Tip I: Isıtılmış, düşük viskoziteli ve genellikle turuncu renkte olan bu sıvılar, var olan buz ve karı temizlemek için kullanılır.
- Tip II: Daha yüksek viskoziteli, saman sarısı renkte olup, düşük hızda seyreden uçaklarda anti-icing için kullanılır.
- Tip III: Tip II’ye benzer ancak daha düşük hızlarda etkilidir. Bölgesel jetlerde kullanılır.
- Tip IV: Uzun bekleme süreleri için geliştirilmiştir ve genellikle yeşil renktedir.
De-Icing Ne Zaman Yapılmalıdır?

Hava durumu buzlanma riski taşıdığında, kalkış öncesi uçak yüzeyleri mutlaka kontrol edilmelidir. Eğer buz, kar veya donmuş kirleticiler varsa, de-icing uygulanmalıdır. Buzlanmanın tekrar oluşması muhtemelse, anti-icing de devreye girer.
Çevresel Etkiler ve Önlemler
Glikol bazlı sıvılar, su kaynaklarında oksijen tüketimini artırarak ekosisteme zarar verebilir. Bu nedenle, havaalanları bu sıvıları geri dönüştürmek için özel sistemler kullanmaktadır. Ayrıca, biyobozunur ve daha çevre dostu sıvılar geliştirilmektedir.
Uçaklarda buzlanma, uçuş güvenliği için büyük bir tehdittir. De-icing ve anti-icing işlemleri sayesinde, uçağın aerodinamik yapısı korunur, yakıt verimliliği artar ve en önemlisi, uçuş güvenliği sağlanır. Havaalanlarında bu sistemlerin etkin kullanılması ve çevresel etkilerin minimize edilmesi, havacılık endüstrisinin sürdürülebilirliğini de desteklemektedir.